DWF

Haberler & İçgörüler

  • Modern Türk Futbolunda Kötü, Küfürlü, Tezahürata Yaptırımın Hukuki Boyutu Şeref Berkay Şener

     

    Modern Türk Futbolunda kötü ve küfürlü tezahürata uygulanan yaptırımlar üç döneme ayrılmaktadır.

    • 2011 öncesi seyircisiz maç oynama cezası
    • 2011 – 2014 arası stadyumlara yalnızca kadın ve çocukların girebildiği dönem 
    • 2014 sonrası ve halen devam etmekte olan Passolig uygulaması ile e-bilet bloke dönemi

    Yukarıda saydığımız üç dönemde de kötü ve küfürlü tezahürata uygulanan ceza, kurunun yanında yaşın da yanmasına sebep olarak Anayasa’da düzenlenmekte olan suç ve cezanın şahsiliği ilkesine halel getirmektedir.

    Anayasa’nın 38. Maddesi’nde düzenlenen ceza sorumluluğunun şahsiliği, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmaması, başka bir anlatımla kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmaması anlamına gelmektedir. 

    Yazıda ağırlıklı olarak Passolig uygulamasında ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin ihlali incelenmekle beraber her üç dönem u bakımından değerlendirmelerimize yer verilecektir.

    2011 ÖNCESİ SEYİRCİSİZ MAÇ OYNAMA CEZASI

    2011 öncesi Modern Türk Futbolunda kötü ve küfürlü tezahürat, bir sonraki maçlarda stadyumların kapılarının taraftarlara tamamen kapanmasına neden olmakla birlikte bu tezahüratların kollektif gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmadan bu yaptırım uygulanarak aleni ve sarih bir şekilde suçun şahsiliği ilkesi ihlal edilmekteydi. 

    Devlet, bireylerin spor izleme hakkına saygı duymakla yükümlü olup sporun kitlelere yayılmasını teşvik etmek Devlet’in esaslı görevleri arasındadır. İlgili husus Anayasa’nın 59. Maddesinin lafzından net bir şekilde anlaşılmaktadır. Sporun geliştirilmesi ve tahkim başlıklı 59. Madde hükmü gereğince; 

    ‘’Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.’’

    Türkiye Futbol Federasyonu (‘TFF’) tarafından futbolun birleştirici ve bütünleyici ruhuna aykırı olarak verilen bu cezalar, kulüplerin maç önü ve maç sonu hasılatlarına, ekran başındaki futbolseverlerin seyir zevkine ket vurarak Türk Futbolu’nun katma değerini düşürmekle beraber, bu cezalar yalnızca ceza alan takımın taraftarlarını ilgilendirmemekteydi. 2011 yılına kadar seyircisiz oynanan birçok maç olsa bile en akıllarda kalıcı olanı 29 Eylül 2007 tarihinde Ali Samiyen Stadyumunda oynanan Galatasaray – Beşiktaş mücadelesi ‘’yüzyılın ilk seyircisiz derbisi’’ adıyla tarihte kara bir leke bırakmıştır. 

     

    2011 – 2014 ARASI YALNIZCA KADIN VE ÇOCUKLARIN STADYUMA GİREBİLDİĞİ DÖNEM

    Toplumun bir kesimi, sadece kadınların maçlara girebilmesinin bir ‘’ceza’’ başlığı altında düzenlenmesini, kadınları aşağıladığı gerekçesiyle  TFF’ye eleştirilerde bulunuyordu.

    TFF ise 17 Eylül 2011 günü, aldığı kararı internet sitesinden şu şekilde duyurmuştur:

    ‘’Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, aldığı yeni kararla Türk futbolunda seyircisiz maç dönemini sona erdirdi. Disiplin talimatının ilgili maddelerine uymayan takımlara verilen "maçlarını seyircisiz oynama" cezası, yapılan değişikliklerin ardından artık uygulanmayacak.’’

    TFF, geri adım attığı eski yaptırımın olumsuz yanlarını kabul ederek bu durumu spor kamuoyuyla da paylaşıyordu: 

    ‘’Dünya futbolunda bir ilk olma özelliğini taşıyan bu kararla, Türk futbolunda seyircisiz maç oynanmayacak. Tribünlerin boş kaldığı, sessiz ve coşkudan yoksun karşılaşmalar futbolumuzda artık yaşanmayacak…’’ 

    Henüz bu kararın alınmasından üç gün geçtikten sonra 20 Eylül 2011 tarihinde, seyircisiz maç oynama cezası bulunan Fenerbahçe, Manisaspor ile karşılaşmasına 42 bin kadın ve çocuk taraftarın önünde Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda maça çıkarak tarihte bir ilke imza atıp The Guardian, CNN ve BBC gibi uluslararası medya platformlarında da gündeme oturmuştur. 

    O günden sonra Fenerbahçe Spor Kulübü, 20 Eylül gününü ‘’Dünya Fenerbahçeli Kadınlar Günü’’ olarak ilan etmiş ve her yıl 20 Eylül tarihinde bugün tüm Fenerbahçeli taraftarlarca kutlanmaktadır.

    2014 YILI SONRASI PASSOLİG (E-BİLET) UYGULAMASI

    2014 yılında yürürlüğe giren Passolig uygulaması günümüzde halen kullanılmaya devam etmektedir. Uygulama daha yürürlüğe girmeden önce dahi, TFF ve Passolig yetkilileri kötü ve küfürlü tezahürattaki hukuka aykırılıkların giderileceğini, daha adil ve sistematik bir işleyişin olacağını vadetmiştir.

    Örneğin seyirciler, kendi T.C. numaralarına tanımlı e-biletleri ile maçlara giriş yapabilecek, stadyumlardaki uzun bilet kuyrukları sona erdirilecek, karaborsa bilet devrine son verilecek ve kişilerin ettikleri küfürlü tezahürat sebebiyle o tezahürata iştirak etmeyen kişiler ceza almayacak, stadyumlarda bulunan yüksek teknolojili kamera ve teknik donanım sistemleri sayesinde yalnızca kötü ve küfürlü tezahüratta bulunan taraftarlar ceza alacaktı.

    YASAL DAYANAKLAR

    TFF Futbol Disiplin Talimatı 53. Maddesi;

    ‘’Elektronik bilet uygulamasının yapıldığı Süper Lig ve 1. Lig müsabakalarında çirkin ve kötü tezahüratta bulunulması halinde; toplu halde çirkin ve kötü tezahüratta bulunan blok veya bloklara giriş yapan seyircilerin elektronik bilet kapsamındaki kartlarının bloke edilmesi suretiyle müsabakaya girişleri engellenir…’’ 

    Yukarıdaki talimat maddesinde yaptırımın ne şekilde uygulanacağı düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre kötü tezahüratta bulunan seyircilerin bir sonraki müsabakaya girişlerinin engelleneceği ortadadır.

    6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 5. Maddesinin 5. Fıkrası;

    ‘’Müsabaka ve seyir alanlarında; güvenliğin sağlanması ve bu Kanuna aykırı davrananların tespiti amacıyla, gerekli teknik donanımlar kurulur. Kameralar ve benzeri teknik donanımların yerleştirilecekleri yerler ve sayıları il veya ilçe spor güvenlik kurulları tarafından belirlenir.’’

    İlgili maddede kanuna aykırı davranan kişilerin tespiti amacıyla stadyumlara gerekli teknik donanımların kurulacağı kararlaştırılmakla beraber hükmün lafzından da net olarak anlaşılacağı üzere bu teknik donanım ile kast edilen yüksek teknolojili kameralardır.

    Kanunda hükmünde düzenlenen kameraların niteliği ve stadyumun hangi bölümlerine hangi açılarla minimum kaç tane yerleştirilmesi gerektiği TFF Stadyum ve Güvenlik Komitesi Talimatının 133. Maddesinde düzenlenmiştir:

    ‘’…Tribünlerin tamamını gören,

    ‘’…oturulan tüm alanların, tribünlerin kamera sistemi ile gözlemlenmesi…’’

    ‘’…Kamera sisteminin zoom yapabilme, fotoğraf çekebilme özelliğinin bulunması…’’

    Ne var ki, tüm bu yasal düzenlemelere rağmen TFF tarafından taraftarlara ve kulüplere mağduriyetler yaşatılmıştır. İşitme engelli bir Sivasspor taraftarının çirkin ve kötü tezahürat sebebiyle e-biletinin bloke edilmesi, kombinesi olup da maça gitmeyen taraftarların e-biletlerinin bloke edilmesi gibi birçok örnek cezalandırma sisteminin ne kadar keyfi ve hukuka aykırı olduğunu gözler önüne sermektedir. 

    SONUÇ

    Türk Futbolunda kötü ve küfürlü tezahürata uygulanan yaptırımlar yıllar geçtikçe değişmesine rağmen halen daha cezalandırma sisteminin keyfi uygulandığını görmek üzücüdür. Passolig uygulaması, teoride tüm sporseverleri heyecanlandıran, adalet duygularını perçinleştiren ve tüm bunların koşullarını yasal düzenlemelerle sağlamasına rağmen sınıfta kalarak ekonomik ranttan öte gidemeyerek hayal kırıklığı olarak zihinlere kazınmıştır.